01-07-2024 10:00:26 tarihinde yayınlandı

Otomotiv Sektöründe 7 Temmuz Krizi: GSR Zorunluluğu ve Etkileri

Bu blog yazısında, GSR'ın ne olduğunu, 7 Temmuz'un neden önemli olduğunu ve Türkiye'deki uygulanmasının sektöre etkilerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Otomotiv Sektöründe 7 Temmuz Krizi: GSR Zorunluluğu ve Etkileri

Temmuz 2024’ten itibaren Avrupa'da trafik kazalarında can kayıplarını ve yaralanmaları azaltmak amacıyla tüm otomobil ve ticari araçlarda zorunlu hale gelecek olan 'Genel Güvenlik Yönetmeliği' (GSR), 7 Temmuz’dan itibaren Türkiye’de de geçerli olacak. Bu zorunluluk, Türkiye'deki otomotiv sektöründe önemli değişikliklere yol açacak. Firmalar, uzun zamandır hazırlık yapmalarına rağmen son dakika değişiklikleri nedeniyle büyük bir krizle karşı karşıya kalmış durumda. Peki, GSR tam olarak nedir? Türkiye'de uygulanmasının sektöre etkileri nasıl olacak? İşte, detaylar…

GSR Nedir? Neden Önemlidir?

GSR, Genel Güvenlik Yönetmeliği'nin kısaltması olup trafik kazalarında can kayıplarını ve yaralanmaları azaltmayı amaçlayan bir düzenlemedir. Bu yönetmelik, Avrupa'da tüm otomobil ve ticari araçlarda zorunlu hale gelmiştir. GSR’nin amacı; araçlarda daha yüksek güvenlik standartlarının uygulanmasını sağlayarak sürücü ve yolcuların korunmasını arttırmaktır. Bu düzenleme, araçlarda ileri teknolojilerin kullanımını zorunlu kılarak kaza anında ve sonrasında güvenlik seviyesini önemli ölçüde yükseltmeyi hedefler.

GSR’ın Türkiye’de Uygulanması

GSR nedir?

Türkiye, Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlama çabaları kapsamında GSR'ı kabul etti ve 7 Temmuz 2024 tarihinden itibaren ise tamamen geçerli kılacak. Bu düzenleme Türkiye'de trafik güvenliğini artırmak ve kaza sonrası oluşabilecek can kayıplarını en aza indirmek amacıyla yapılacak. Bu düzenleme ile birlikte Türkiye'deki otomotiv üreticileri ve ithalatçıları, araçlarının GSR standartlarına uygun olmasını sağlamak zorunda olacak. 

7 Temmuz 2024 Tarihi ve Önemi

GSR zorunluluğunun 7 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye'de de yürürlüğe girecek olması, firmalar için büyük bir öneme sahiptir. Bu tarih, firmaların araçlarını GSR standartlarına uygun şekilde tescil ettirmeleri için belirlenen son tarihtir. Ancak, bugüne kadar Avrupa mevzuatına uygun regülasyon geçişlerinde 1 yıl geçiş süresi tanındığı için firmalar yine aynı olacak diye yılın başından itibaren siparişlerini ona göre verdiler.

Kriz Noktası: Tescil Süresi

Yeni uygulamada 7 Temmuz’a kadar araçların GSR’a uygun olarak tescil edilmesi istenince ortalık karıştı. Çünkü Türkiye’de ilk defa son tescil tarihi olarak uygulanma kararı alındı ve bu da sadece 2 hafta önce duyurulunca bütün planlar altüst oldu. Hali hazırda siparişler verildiği ve gemiler yolda olduğu için mayıs ve haziranda yüz bine yakın araç Türkiye’ye gelecek. İşte kriz bu noktada patlayacak. Çünkü bakanlık 7 Temmuz’dan önce gelen bu araçların çok az bir kısmına 7 Temmuz’dan sonra satış izni veriyor.

Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye'ye gelmesi beklenen araçların büyük bir kısmı ise GSR uyumluluğu sağlanmadığı için satış izni alamayacak. Bu durum, firmaların stoklarında büyük bir birikime yol açacak ve ekonomik kayıplara neden olacak. Ayrıca, tüketiciler de yeni araçlarına zamanında ulaşamayarak mağdur olacaklar.

Satış Sınırları ve Firmalara Etkisi

Bakanlık tarafından belirlenen satış sınırları, her markanın 2023 yılında yaptığı toplam otomobil satışının %10'u ve ticari araç satışının %30'u kadar aracı satabileceği yönünde. Bu sınırlar, firmaların planlarını ve stratejilerini büyük ölçüde etkileyerek piyasa dengelerini alt üst edecek nitelikte.

Sonuç olarak GSR zorunluluğunun Türkiye'de uygulanmaya başlanması, otomotiv sektöründe büyük bir değişim ve kriz ortamı yaratmıştır. Firmalar, son dakika duyurulan tescil süresi nedeniyle büyük zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Ancak, uzun vadede bu düzenlemelerin trafik güvenliği açısından önemli katkılar sağlayacağı da göz ardı edilmemelidir. GSR’ın başarılı bir şekilde uygulanması, Türkiye’de trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını ve yaralanmaları önemli ölçüde azaltacaktır. Bu süreçte firmaların stratejik planlamalar yaparak sürece uyum sağlamaları ve tüketicilerin bilinçli hareket etmeleri önem arz etmektedir.